İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi seminerleri kapsamında bölge katılımcı ve çalışanlarının yaratıcılıklarını geliştirebilmeleri ve inovasyonu işlerine uygulayabilmeleri amacıylaTürkiye Kalite Derneği (KALDER) işbirliği ile Yenilikçi ve Yaratıcı Düşünme Metotlarıkonulu toplantı düzenlendi. Atatürk Toplantı Salonu’nda gerçekleşen toplanda KALDER Eğitmeni Deniz SporerSekkin, yaratıcılığın geliştirilmesine yönelik teknikler, bu tekniklerin kullanılarak inovasyon yapabilmesi ve firmaların kârlılıklarını artırabilmeleri için somut inovasyon yöntemleri hakkında detaylı bilgiler aktardı.
Yaratıcılığı; hayatımızda bir şeyleri daha iyi yapmak, kolaylaştırmak ya da bir problemi çözmek için çareler ararken kullandığımız bir sistem olarak nitelendiren Sekkin; “Buradaki temel unsur iki veya daha fazla fikrin bir araya gelmesi ile yeni bir fikrin ortaya çıkmasıdır. Yaratıcılık; düşünebilme, kavramlar, olaylar arasında ilişki kurma ve bunlarla ilgili olarak sonuçlar çıkarabilme yetkisidir. Başkalarıyla aynı şeye bakmak ama farklı bir şeyi görmek olarak özetlenebilir. Yenileşim ise inovasyon yani ürünler, hizmetler veya üretim yöntemlerindeki sürekli değişim ve yenilenme sürecidir. İçinde yaratıcılığın mutlaka barınması gereken, ancak yaratıcılık gibi bir olgu değil, bir süreçtir” diye konuştu.
Yeniliğin yaratıcılıktan farkını, ortaya atılan yeni fikirlerin mal ve hizmetlere dönüştürülmesiolarak açıklayan Sekkin, artık şirketlerin bölüm olarak sürekli iyileştirme birimleri açtıklarını vurguladı. Sekkin; günümüz iş dünyasının yeniliklere açık ve yaratıcı olması gerektiğini savunurken, dünya devi olan firmaların bile yeniliklere açık olmadıkları ve yaratıcı düşüncelerle yenilik süreçlerini yönetemedikleri takdirde batabileceklerini söyledi.
Hayatımızdaki bazı süregelen kalıplardan dolayı yaratıcılığımızı ortaya çıkarmakta zorlandığımızı hatırlatanSekkin; “Yaratıcı dediğimiz kişiler, fikirler arasında alışılmadık ilginç bağlantılar kuruyorlar. Biz bir ağaca baktığımızda sadece yaprak ve dal görürken onlar farklı fikirleri birleştirerek bambaşka bir şey ortaya çıkarıyorlar. Düşünülen konunun bazı yönlerini tersine çeviriyor veya sorguluyorlar. Biz az önce bahsettiğim kalıplar dışına çıkamadığımızdan çoğu şeyi göremiyoruz ancak onlar bunların dışında bir şeyler görebiliyorlar ve en önemlisi faaliyete geçiyorlar” dedi.
Sekkin her bireyin içerisinde doğuştan yaratıcılık olduğunu söylerken, bu durumun çocuğun yetişme şartlarına paralel olduğunu da vurguladı. Bireyin kendine özgü içsel yapı ve değerlerinin yanı sıra sosyal, kültürel ve çevresel şartların da yaratıcılığı desteklediğini vurgulayan Sekkin, yaratıcı kişilerin 8 özelliğini şöyle nitelendirdi:
“Çevrelerinden çok fazla enformasyon almaya hazırdırlar, esnek koşullara ve ihtiyaçlara göre şekillenebilen düşünme yeteneğine sahiptirler. Kendi hatalarına gülebilirler. Güçlü sosyal ilişkiler kurabilir ve devam ettirirler. Eleştiri ve önerileri dinlerler.Güçlü bir hafızaya sahiptirler ve merak edip araştırırlar.Duygularını çekinmeden açığa vurabilirler, pek çok konu ile ilgili aynı anda ilgilenir ve enerjiktirler. Bireysel yaratıcılığın bazı yapı taşları vardır, bunlar; tutku, yöntem , bilgi ve deneyimdir. Yaratma arzusu, meydan okuma, merak, çok çalışmak, doğrudan deneyim, dolaylı deneyim gibi şeylerin bir araya gelmesi yaratıcılığı oluşturur. Burada yaratıcılık sürecinde izlenecek yollarda çok önemli. Öncelikle hedefimizi belirleyecek, konuyla ilgili veri toplayarak onları organize edeceğiz. Daha sonra tüm verilerimizin bir arada bulunup ortaya sonucun çıkması için kuluçkaya yatacağız. Sabah kalktığımızda aklımıza nasıl yapacağımız gelir bu aydınlanma ve esinlenme sürecidir. Sonuca baktığımızda ise istediğimizi elde ettiğimizi görür ve doğrularız.”
Yaratıcılıkta sınırları ve kalıpları aşmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Sekkinsözlerini şöyle sürdürdü:
“Başarının yolunda ilerlemeleri ve yenileşme yaklaşımlarını gösterebilmek için şirketlerin de yapması gereken bazı şeyler var bunlar; organik bir yapı, düşünen ve farklı özelliklere sahip bireylere sahip olmak, açıklık ve çevredeki değişimlere ayak uydurabilmek, esneklik, hoşgörü ve güven ortamı yaratmak, çalışanların seçim ve terfilerini yetenekleri ve bilgilerine göre yapmak. Kullanılması gereken teknikler ise Zihin Haritaları, 6 Düşünce Şapkası, Beyin Fırtınası, Ters Beyin Fırtınası, ShiriTori Oyunu, Gordon Yöntemi, Yatay ve Dikey Düşünme, Matris Yöntemi (tablolama) ve TRİZ’ dir (mühendislik parametreleri).”