İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

Bademler Köyü

300 yıl öncesi… Verimli topraklar üzerinde boy salmış 2 badem ağacı…
 
Yerleşecek yurt arayan göçmen Yörüklere, ‘gidin o bademlerin etrafına yerleşin’ deniliyor. Kim derdi ki o iki badem ağacına ithafen verilen köyün ismini tüm Türkiye bilecek, yaşamına özenecek, örnek alacak diye… Ve kim derdi ki tahtacılık işi ile uğraşan Tahtacı Yörüklerin bugün rol model olan kooperatife, dahası sanata ev sahipliği yapacağını… Evet, Bademler Köyü’ndeyiz bu sayımızda.
 
Köyün muhtarı Kudret Kublay ile köyün kahvesinde bir araya geliyoruz. Buharı üstünde bir bardak sıcak çayı tutmuş o ellerin, köydeki diğer tüm ellerle kenetlendiği o kadar belli ki bu köyde. Herkes mutlu, herkes yardımsever, herkes coşkulu, herkes iyi niyetli, herkes tam da hepimizin aslında olması gerektiği gibi…
 
Röportajımızda; kurdukları kooperatiften en aydın köy olmalarına, Türkiye’nin ilk köy tiyatrosuna ev sahipliği yapmalarına, Dormenlerin, Kenterlerin, Yaşar Grubu’nun köye kadar gelip sanat aşklarına destek verme çabasına uzanan birbirinden keyifli satırları okuyacaksınız. Dahası var. Hem de fazlasıyla… Sanatla mayalanmış bu köy, Türk Sinemasının dönüm noktası olan filmlerin platosu, halkı ise figüranı olur. Bir şahane bilgi daha paylaşıp, bu güzel köyün muhtarı Kudret Kublay’dan dinleyelim en aydınlık köyün hikayesini:
 
Türk edebiyatının öncü şair ve yazarları arasında yer alan Necatı Cumalı’nın Bademler Köyü’nde dünya geldiğini, Cumalı’nın yazdığı Susuz Yaz hikayesini Metin Erksan’ın senaryolaştırdığı, bu senaryo üzerinden yine Bademler Köyü’nde, Bademler halkı ile birlikte çekilen; Hülya Koçyiğit, Erol Taş ve Ulvi Doğan’ın başrollerini paylaştığı Susuz Yaz filminin Berlin Film Festivali’nden Altın Ayı, Meksika Acapulco Film Festivali’nden Altın Maya, Venedik Film Festivali’nden senarist Metin Erksan’ın da özel ödül ile döndüğünü biliyor muydunuz?
 
Gelin bu güzel köyün detaylarını güzel insanlarından dinleyelim…
 
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
 
İsmim Kudret Kublay, Bademler Köyü’nün muhtarıyım. 1968 yılında bu köyde doğdum, büyüdüm. Memur emeklisiyim. 31 Mart 2019 seçimlerinde köyümüze muhtar oldum.
 
Bugün köyde kaç kişi yaşıyor?
 
Alevi Tahtacı köyü olan Bademler, Urla’nın en doğusunda, ilçenin ikinci büyük köyüdür. Köyümüzde sitelerle beraber yaklaşık 1200 hane var. 3 bine yakın nüfusumuz var. Pandeminin ardından köyümüze 500’e yakın kişi göç etti. Büyükşehirlerden kentimize göç edenler, ilk zamanlarda burada çok huzur buluyor. Ancak köy hayatının içine iyice girmeye başladıktan sonra, ‘horoz öttü, köpek havladı’ diye şikayet etmeye başlıyorlar. Buranın özelliği, köyün yapısı da bu zaten. O nedenle köylülerimiz genelde buranın yerlisi ya da burada doğmuş büyümüş, emekli olduktan sonra tekrar buraya dönenlerden oluşuyor.
 
Bademler Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ülkemizin sayılı kooperatifleri arasında yer alıyor. Eskiden çok daha az nüfusa sahip olan köyünüzde nasıl bir girişimle tüm Türkiye’ye örnek bir kooperatif kurdunuz?
 
Kuruluşu 1960’lara dayanan Bademler Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Türkiye’nin sayılı kooperatiflerinden bir tanesi. Kurulduğu zamanlarda ilk olarak meyve, sebze üretiliyormuş kooperatifimizde. Son dönemlerde ise süreç, kesme çiçekçilik ve mevsimlik olarak saksı çiçekçiliği üretimine dönüştü. Yaklaşık 320 bin metrekare açık alana, 36 bin metrekare de kapalı alana sahip bir tesisimiz var.
 
Kaç iştirakçiniz var?
 
252 tane iştirakçimiz var. Köyümüzün ayrı bir özelliği daha var. Burası KÖYKOOP’un kurulduğu yerdir. Burada doğup büyüyen, Gümrük ve Tekel Bakanlığı görevini de üstlenen Mahmut Türkmenoğlu zamanında kuruldu KÖYKOOP. Köyümüzün kooperatifi de Mahmut Bey’in girişimleri ile kuruluyor. Bademler susuz bir köy, buna rağmen Mahmut Türkmenoğlu 1960 yılında kaynak suyunu 7 km uzaktan taşıyıp, hiçbir enerji kullanmadan yaklaşık 1000 tonluk su havuzuna akıtıp, sulamada kullandırtmış. Müthiş bir dehaymış… 
 
Kooperatifimiz, şu anda istihdam olarak da Bademler’in lokomotifidir. Yine kırsal turizm temasına paralel olarak 2018 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile hayata geçirdiğimiz ‘Bademler Doğal Yaşam Köyü’nde yaklaşık 10 bin adet ağaç, çiçek üretim seraları, soğuk hava deposu, fide dikim bölümü ve idari binalar yer alıyor. Burada konaklamalı ziyaretçiler için ayrıca 10 adet bungalov ev, üretim parselleri, yürüyüş ve bisiklet yolları da bulunuyor.
 
Köyün konukları, doğanın eşsiz güzelliklerini ağaçların arasında gizlenmiş bungalovlarda izlerken, yörenin üreticilerinden salça, tarhana, reçel, turşu ve köy ekmeği gibi ürünlerin yapımını öğrenerek; kerpiç atölyesinde köy fırını ve hayvan barınakları için kerpiç dökebiliyorlar. Kooperatifimizde özellikle çiçek üretimi konusunda oldukça ilerideyiz. Mart ayı içerisinde kooperatifimiz bir protokol imzaladı. Bademler artık Hollanda’ya çiçek ihraç edecek.
 
Yerleşik halk kooperatifin yanı sıra ne ile geçiyor?
 
1985’e kadar tütüncülük ve zeytin bizim geçim kaynağımızdı. 1985 yılından sonra da tütüncülük kalmadı. Zeytincilik derseniz; herkes kendi yiyeceğini çıkartıyor, ticari üretim yok denecek kadar az. Kooperatifin yanı sıra işçi ve memur emeklisi köyümüz sakinleri.
 
Bademler Köyü’nü bu kadar aydın kılan nedir? Okuma yazma bilenlerin sayısının şehirlerde bile düşük olduğu yıllarda bir köyde okul, tiyatro nasıl kurulmuş?
 
Eskiden beri Bademler’de okul varmış. İlk önce 3 derslik ile başlamış dersler. Köyün tabiri ile ‘eski mektep’ dediğimiz bir alan var, köyün kuzeyinde kalıyor. O dönemde subay öğretmen olarak tayini çıkan Mustafa Anarat, köylülerimize tiyatroyu sevdiriyor, oyunlar sergiliyor.
 
Anarat, aydınlanma döneminde görevlendirilmiş öğretmenlerden bir tanesi. İlk önce açık alanlarda, ahırlarda derken tiyatromuz ilerlemeye başlıyor ve 1960 yılında Kenter Tiyatrosu köyümüze geliyor. Kenterler, burada köylümüzün merakını, isteğini görüyor, benimsiyorlar. Sonra onlar da tiyatroya destek koyuyorlar. Öncelikle tiyatro binasının yapılması için köyde imece usulü ile inşaat başlıyor ancak daha duvarını yapmaları ile paralarının son bulması bir oluyor. Bunun üstüne Kenterler ve Dormen Tiyatrosu, binanın yapımının tamamlanması için destek veriyorlar. Ama yine bitmiyor, çünkü oldukça büyük bir bina… Bunun üzerine rahmetli Durmuş Yaşar gelip, binanın tamamlanması için destek veriyor. Ve tiyatro 1969’da açılıyor.
 
Tiyatroda oyun sergilenme süreci aralıksız ne zamana kadar devam ediyor?
 
1980’e kadar her yıl burada oyun sergileniyor. 1980 yılından 1987 yılına kadar ihtilalden ötürü 7 yıllık bir ara veriliyor. 2020 pandemisi nedeni ile mecburi bir ara vermek zorunda kaldık. Bu sene perdelerimizi tekrar açıyoruz.
 
Oyuncularınızdan bahsedelim biraz da konu komşu hem özel hayatta hem ‘sanatta’ aynı sahneyi paylaşıyorsunuz…
 
Evet, tüm oyuncular köylülerimizden oluşuyor. Hatta köylülerimiz, oyunlarda canlandırdıkları rollerin adları ile çağırılıyorlar. Öyle ki mezar taşlarımızın bir yüzünde kimlikteki adımız, diğer yüzünde sahnedeki adımız yazılıyor. Biz aydınlanmaya açık bir toplumuz. Bizde eskiden beri kadın erkek ayrımı yoktur. Kadınlarımız bizimle beraber tiyatroda rol alırlar. 1950’de İzmir’in bir ilçesinde tiyatro sahnesine bir kadın çıkınca olay olmuştu. Bizde ise tiyatro, beşikten mezara uzanan bir süreç…
 
Oyunlarınızın sahnelenme aşamasında profesyonel destek alıyor musunuz?
 
Hem oyuncu hem yazar olan değerli sanatçı Haluk Işık, bize yardımcı oluyor. 1987 yılında verdiğimiz aranın ardından ilk kez perde dediğimiz oyun olan Deve Dikeni’nde değerli tiyatrocu Turgay Tanülkü köyümüze gelerek bize sahne duruşundan oyunu sahnelememize kadar birçok konuda yardımcı olmuştu. Yine değerli yönetmenlerimizden Eylem Yaman Şen’in de büyük desteğini alıyoruz.
Yılda tek oyun mu sahneleniyor?
 
Pandemi olmasaydı biz ikisi çocuk 7’si büyük oyunu olmak üzere, toplam 9 tane oyun hazırlamıştık. 1 hafta Tiyatro Şenliği düzenlenecekti. Fakat normal seyrinde senede en az bir oyun hazırlıyoruz. Sürekli bir oyunumuz vardır köyümüzde…
 
Bakkalınızdan kasabınıza, büyüğünden küçüğüne herkes 7’den 70’e sahnede rol alıyor ne güzel.
 
1997 yılında Kültür Sanat Derneğimiz kuruldu. Aslında bizim bu yükümüzü onlar üstleniyor ve oynanacak oyunu halka duyurarak kimler oynamak isterse çağırıyor. Mesela ‘Murtaza’da 9 kişilik bir kadro var ama 20 kişi müracaat etti diyelim hemen yanına yeni bir oyun daha ekliyorlar. Kimseyi geri çevirmiyorlar.
 
Peki izleyici kitleniz?
 
150 kişilik bir salonumuz var. Bir oyunu arka arkaya 7-8 gün oynadığımız oluyor ve salon hep dolu olarak sergiliyoruz. Beni geçen gün Malatya’dan arayarak, ‘tiyatroya bilet almak istiyoruz, önceden bilet satılıyor mu?’ diye sordular. ‘Satılmıyor ancak siz gelmeden önce haber verin kaç kişi gelecekseniz bilet ayıralım sizin için’ dedim.
 
Aslında tiyatronun ilk günü Dünya Tiyatrolar Günü’nde oyunlarımız ücretsiz oynanıyor. Diğer günler de 5-10 TL gibi cüzi bir miktar oluyor. Bu rakamı da sahne dekoru ve kıyafetler için alıyoruz. Oyuncular para almıyorlar.
 
Oyunların belirlenmesini neye göre yapıyorsunuz?
 
Oyunlarımız bazen siyasi, bazen politik, bazen de drama olabiliyor. Oyunları Kültür Sanat Derneğimiz seçiyor. Genelde güncel konular üzerinden işliyoruz oyunlarımızı. Rol dağılımı aşamasında ise herkes birbirini tanıdığı için hangi rolü kim daha çok canlandırabilir diye planlıyor, ona göre seçiyoruz.
 
Köyünüzün sanatla yoğurulan, en önemli sinema ödüllerini kazanan yapımlarına da değinelim. Türk sinema tarihinin başyapıtlarından olan Susuz Yaz filminin figüran oyuncuları Bademler Köylüleri, filmin platosu ise Bademler Köyü…
 
Evet, Susuz Yaz burada çevrildi. Köylülerimizin de içinde bulunduğu kadrodan oluşan film, Hülya Koçyiğit’in de ilk sinema filmiydi. Pembe Kadın aynı zamanda burada oynandı. Ata Demirer’in Niyazi Gül Dörtnala filmi burada çekildi. Bademler sanatı çok seven bir toplum. Okuma yazma oranımız yüzde 100’dür. Yüksekokul mezunumuz çoktur. Ancak genç nüfus gitgide azalıyor.
 
Varsa eklemek istedikleriniz?
 
Kıymetli sohbet için teşekkür ederiz.
 
Mahmut Türkmenoğlu kimdir?
 
1933 yılında İzmir-Urla-Bademler Köyü’nde doğdu. İlkokulu Bademler Köyü’nde, ortaokul ve liseyi İzmir Atatürk Lisesi’nde dışarıdan sınavlara girerek bitikten sonra 1961 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Makine Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu.
 
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda görev yaptığı yıllarda İzmir’de birçok sanayi tesisinin kurulmasına katkıda bulundu. 1965 yılında CHP’ye üye oldu ve 1968 yılında Konak ilçesi İl Genel Meclisi üyesi oldu. 1971 yılında İzmir İl Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı.
 
1973 yılı seçimlerinde İzmir’den liste başı olarak milletvekili seçildi.1974 yılında CHP Hükümeti’nde “Gümrük ve Tekel Bakanlığı” yaptı.1975-1976 yıllar›nda CHP Parti Meclisi Üyeliği yaptı.1977 seçimlerinde tekrar liste başı olarak İzmir’den milletvekili seçildi.
 
TBMM komisyonlarında başkan ve üye olarak görev yaptı. 12 Eylül harekatından sonra Bademler Köyü’ne döndü. Orada kooperatifçilik ve köy kalkınması çalışmalarını tamamladı. 1983’te SODEP’e daha sonra da SHP’ye üye oldu. 1988-1990 yıllarında SHP Parti Meclis üyeliği yaptı.

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir