İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

Yarım Asrı Deviren Marka: Ulusoy Pompa

Türkiye’nin önde gelen pompa markaları arasında yer alan Ulusoy Pompa’nın 50 yılı aşkın serüvenine ortak oluyoruz bu ay. Firmanın Genel Müdürü Hulusi Ulusoy, 1960’larda temelini attıkları firmalarının günümüze ulaşan hikayesini bizlerle paylaşıyor. 1960’larda şu anda 95 yaşında olan babaları Veliddin Muhlis Ulusoy tarafından Gazi Bulvarı’nda 120 metrekarelik bir alanda kurdukları firmalarının bugün 5 bin metrekare alan üzerinde üretimlerini sürdürdüğünü bildiren Hulusi Ulusoy, sanayicilikte ‘öngörünün’ ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Öyle ki oto parçası üretimi ve marangoz makineleri imalatının ardından Türkiye’deki tarımsal üretimin rağbet görmeye başlamasıyla tarıma yönelik pompalara imza attıklarını belirten Ulusoy, sözlerini şöyle sürdürüyor:
 
“1960’larda torna atölyesi olarak Gazi Bulvarı’nda kurulmuş olan firmamız, ilerleyen yıllarda araba oto parçaları ve marangoz makineleri imalatına başladı. Türkiye’de 60’lı yıllarda tarıma verilen önem artmaya başlayınca; biz de yönümüzü bu alana çevirdik ve tarımsal solomon pompaları, santrifüj pompaları imalatına başladık. 1970’li yıllarda firmamız daha değişik bir yapılanmayla Gaziemir’de bulunan daha büyük bir tesise geçti. Orada türbin imalatlarımız devam ederken, 1987 yılında kardeşim Hakan Ulusoy ve babamızla birlikte santrifüj pompaya ek olarak dik milli pompaların üretimine geçtik. Arazilerde o dönemde elektrik olmadığı için tarımsal sulamalarda kullanılan dizel motorlarla ve traktörlerle çalışan pompaları hayata geçirdik. O pompaların yurtiçinde yaygın imalatını yaparak piyasada tutulduk. İlerleyen dönemlerde elektriğe her yerde ulaşılmasıyla, 1985’li yıllarda elektrikle çalışan dalgıç pompaların imalatına yöneldik. Bu imalatlarımızı gerçekleştirdiğimiz ilk dönemlerde motorlar Türkiye’de yapılmamaktaydı. Yalnızca Ankara’da bir firma üretiyordu. O firma da elektrik motoru üreticisiydi. Bunun üzerine motorumuzu neden kendimiz üretmeyelim dedik ve yeni ürünümüzü hayata geçirdik. Büyümeye devam ederek yerimize sığmamaya başladık ve 1997-1998 yılında İAOSB’deki 5 bin metrekarelik yerimize taşındık. Son olarak da ürün yelpazemize atıksu pompalarını ve hidrofor pompalarını da ekledik.”
 
Yerli üretici desteklenmeli
 
Yurtdışından gelen malların, iç piyasadakilere oranla daha ucuz olması ve ithal mallara herhangi bir taban fiyat belirlenmemesinin yerli üreticileri yabancı mallarla rekabet edemez hale getirdiğini ifade eden Ulusoy, “Rekabetçi yürüyen piyasa koşullarında hem dışarıdan gelen malların girdisinin ucuz oluşu hem de tüketicinin bilinçsiz olması ve ithal edilen kalemlerin Türkiye’de de üretimlerinin rekabetçi fiyatta olamamasından dolayı şirketler her geçen gün zorlanıyorlar” dedi.
 
Sorunun çözülebilmesi için ithal girdilere kota konularak maliyetlerinin yerli malından daha cazip halde olmamasını sağlamak gerektiğine dikkat çeken Ulusoy, bununla beraber sanayicinin yapacağı yatırımların desteklenmesi gerektiğini söyledi. 
 
Teşvik sorununun da rekabet eşitsizliğine neden olduğunun altını çizen Ulusoy, firmaların teşvik bölgelerine göre farklı desteklerden faydalanabilmelerinin, bazıları için artı getirirken bazı firmaların ise kepenk kapatmasına neden olduğunu söyledi.  Ulusoy sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Bu çok mühim bir konu… Üreticiysek hepimiz aynı üreticiyiz. Hepimiz aynı konumdayız. Bu konumların yerlere göre değişen avantajları var. Dışarıya üretici olarak çıktığımızda biz içerde kendi aramızda bile üretimde rekabet yapamaz duruma geliyoruz. Sanayicilik kolay bir yatırım değil. Yaptığımız üretimde rekabet edebilmemiz için üretici olarak az bir karla devam etmek zorundayız. Üretimdeki maliyetlerle karşılaştırınca imal ettiğimiz ürünü dışarıdan ithal ederek satmanın daha karlı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemizde üretici firmadan çok ithalatçı ve satıcı firmalar çoğalıyor. Bu yüzden üretime destek olunması şarttır. Unutulmamalıdır ki üreten toplumlar ayakta kalabilir. Hazır getirip hazır satan ülkelerin ekonomisi de ortada… Üretici konumdaki bizlerin daha çok yurtdışındaki pazarlara hakim olmamız lazım. Yurtdışı pazarları da daha çok Arap ülkelerinden, Afrika ülkelerinden oluşuyor. Buralarda bazı vergilerin muafiyetlerini kaldırmışlar. Bazı ülkeler, yurtdışından mal gönderen ülkelerden fazla gümrük vergileri alınmayacağı şekilde, hatta sıfır vergi oranıyla mallarını o pazara uygun fiyatla verebiliyor ve bizim pazarlarına girmemizi engelliyor. Üretmek güzel bir şey ama üreten kişinin de kafasında bazı soru işaretleri olmamalı. Bazı yatırımlarda kolaylık sağlanmalı;  maliyeti artıran unsurlar, vergiler, vergi muafiyetleri düşürülmeli.”
 
Üretimde kalite
 
Üretimlerinde yeniliği ve kaliteyi ön planda tuttuklarının altını çizen Ulusoy, müşterilerinin yıllar sonra bile ürünlerini kullanmaya devam ederek, kendilerine aldıkları verimden dolayı teşekkür ettiklerini söyledi. Ulusoy, “Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışındaki müşterilerimizin ürünlerimizin kalite ve verimliliklerini övgüyle dile getirmeleri, ürünlerimizden duyduğumuz haklı gururu bir kat daha artırmaktadır” diye konuştu. 
 

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir