Tüm canlıların hayatına ‘UMUT’ olan ‘AKUT’
Hep yüreklerimizin dağlandığı, içimizin parçalandığı belki de bir parçamızın orada kaldığı olaylarda gelirler aklımıza. Aslında bizim için isimleri AKUT değil, karşılıksız yardımlarıyla tüm canlılara sevinç ve nefes olmaya çalışan UMUT. Ona ihtiyacımız olduğu her an yanımızda biten, ‘bitti, buraya kadar, yolun sonuna geldik’ dediğimiz yıkılma anlarını ‘umuda, pes etmemeye, kazanmaya, sevince ve en önemlisi yaşama devam etmeye’ çeviren, 3 bin kişilik kocaman bir aileye konuğuz bu ay… AKUT İzmir Ekip Lideri Ramazan Ergut ile beraberiz…
Ramazan Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
38 yaşında, 2 çocuk babasıyım. İzmir’de ulaşım sektöründe işverenim.
Akut ile hayatınız nasıl kesişti? Nasıl ekip lideri oldunuz?
AKUT ile tanışıklığım 2013 yılına dayanıyor. Bornova’da bir tanıtım standı ile AKUT’u gördüm ve gönüllü olmaya karar verdim. Bunun devamında 2020 yılına kadar çeşitli bölüm sorumlulukları ile yürüttüğüm gönüllülük görevimi, 2020 yılından beri İzmir Ekip Lideri olarak sürdürüyorum.
Birçok canlının hayatına dokunan ve günümüzde birçok yerde merkezi açılan AKUT’un başarı hikayesini anlatabilir misiniz?
AKUT’un başarısı, değerlerinden geliyor. Bugüne kadar gerçekleştirdiği bütün operasyonlar ve diğer faaliyetlerde; gönüllülük, karşılıksız yardımseverlik, başta insan hayatı olmak üzere tüm canlıların hayatına değer vermek, dürüstlük ve güvenilirlik ilkeleri ile hareket eden bir organizasyonuz. Tamamen gönüllü olarak yürütülen faaliyetlerimiz, amatör bir çalışma ve profesyonel bir bakış açısı ile yapılıyor.
AKUT, Türkiye’nin ilk arama kurtarma derneği. AKUT’un bugünlere gelmesinde dönüm noktası dediğiniz bir olay var mı?
AKUT, 1996 yılındaki kuruluşunun ardından, arama-kurtarma operasyonlarına ve yapılanmasını sürdürmeye devam ederken, 17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara Depremi meydana geldi. Bu süreçte AKUT, 150 gönüllüsü ile 200’ün üzerinde insanın hayatını kurtararak, Türk halkının sevgisini ve güvenini kazandı. Ülkemizde arama kurtarma konusunda milat kabul edebileceğimiz Marmara Depremi’nde, AKUT, bu alandaki ihtiyacı öngörüp, odaklanması ve örgütlü çalışmasıyla birçok Sivil Toplum Kuruluşu ile kamu ve özel sektör kuruluşlarının arama-kurtarmaya bakış açılarını, yaklaşımlarını değiştirerek yeni atılımların da öncüsü oldu.
Bugün AKUT’un kaç şubesi ve kaç gönüllüsü var? İzmir Şubesi’nin kapasitesi hakkında bilgi verebilir misiniz?
AKUT bugün 30 ekibiyle tüm Türkiye genelinde faaliyet gösteriyor. Bu ekiplerde ise yaklaşık 3 bin gönüllümüz yer alıyor. İzmir ekibinde ise 150 civarında gönüllümüz bulunuyor. Karabağlar Belediyesi’nin ekibimize tahsis etmiş olduğu 1600 metrekarelik bir yerleşkemiz mevcut. Bu yerleşke AKUT ekipleri içerisindeki en büyük yerleşke olma özelliğine sahip. Yerleşkemiz bünyesinde operasyonel depo alanlarımız olduğu gibi, yönetim ofisleri, eğitim, seminer salonları, müze alanı gibi alanlarımız da mevcut. Kısacası AKUT İzmir ekibi olarak tüm süreçlerimizi yerleşkemizde yönetebiliyoruz.
AKUT olarak yürüttüğünüz faaliyetleriniz ve operasyonlarınız nelerdir? Uluslararası alanlarda da AKUT’u duyuyoruz, bu konuda nasıl bir yöntem izliyorsunuz?
AKUT olarak deprem, yangın, sel, heyelan gibi afetlerde ve dağ-doğa kazalarında arama kurtarma faaliyetleri yürütüyoruz. Bunun yanı sıra toplumumuzu afetlere daha karşı daha bilinçli bir hale getirmek için çeşitli seminerler ve eğitimler vererek, afet öncesi hazırlık çalışmalarına da katkı sağlıyoruz.
Uluslararası alanda ise INSARAG (BM-Uluslararası Arama Kurtarma Danışma Grubu) tarafından akredite edilmiş orta ölçekli arama kurtarma ekibiyiz. Bu sayede sadece ülkemizdeki değil, uluslararası afetlere de INSARAG yapısı altında katılım sağlıyoruz. Buna ek olarak AB Sivil Koruma Mekanizması EU ModEx grubunun da konsorsiyum üyeleri arasında yer alıyoruz. Özetle, AKUT sadece Türkiye’de değil, canlıların yardıma ihtiyaç duyduğu her yerde yardıma koşuyor.
AKUT’un ismini ne yazık ki hep felaket günlerinde duyuyoruz. Bu ay, 17 Ağustos depreminin de 23’üncü yılını geride bıraktık. Bu olayları yaşamış bir AKUT lideri olarak depremin ardından yaşanan ‘yardım’ sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
AKUT olarak bağışlar ve sponsorluklar ile faaliyet gösteren bir STK’yız. İzmir depremi sonrasında kurtarma çalışmaları devam ederken ve çalışmalar tamamlandıktan sonra yaşadığımız yardım süreci olağanüstüydü. Halkın desteği, çok güçlü bir şekilde biz dahil tüm arama kurtarma ekiplerinin arkasındaydı. Bunun yanı sıra belediyelerimiz de tüm bu süreçte bizlere ciddi bir destek sağladı. Esnafından şirketine, belediyesinden halkına kadar İzmir mükemmel bir dayanışma sergiledi. Umarız ki bir daha böyle acılar yaşanmaz ve biz arama kurtarma ekiplerine ihtiyaç olmaz.
2020 yılında İzmir’de gerçekleşen 6,9 şiddetindeki deprem, fay hatları üzerinde yaşadığımızı bir kez daha hatırlattı bizlere. İzmir’in deprem gerçeğini siz nasıl yorumluyorsunuz?
Şehrimiz maalesef 1’inci derece deprem bölgesinde yer alıyor. Tarihte yaşandığı gibi gelecekte de maalesef deprem felaketleri ile karşı karşıya kalmamız çok olası. Bu durumun bilincinde olarak bu gerçekle yaşamayı öğrenmeli, bilinçlenmeli ve depreme dayanıklı yapılar ve şehir planlaması ile depremle mücadele etmeliyiz.
İzmirliler böyle bir felakete karşı ne kadar bilinçli?
Deprem sadece İzmir’in değil, Türkiye’mizin gerçeği. Tabi ki bu konuda bilincimiz her geçen gün artıyor ancak hala yeterince bilinçli olduğumuzu söylemek çok mümkün değil. Bu konuda AKUT genelinde faaliyet gösterdiğimiz tüm bölgelerde çeşitli Afet Bilinçlendirme Seminerleri ile afetlere hazır bir Türkiye olma hedefine katkı sağlıyoruz. Okul çağından yetişkinlere kadar 7’den 70’e kadar çok insanı bilinçlendiriyoruz. AKUT olarak yıl içerisinde verdiğimiz seminerler ile yaklaşık 100 bin vatandaşımızın bilinçlenmesine katkı sağlıyoruz.
Bugün olası bir felakette evinde depreme yakalanan vatandaşlarımıza önlem almaları konusunda önerileriniz nelerdir?
İlk olarak vatandaşlarımıza sağlam yapılarda oturmaları gerektiğini söylüyoruz. ‘Ev alırken neye dikkat ediyorsunuz?’ diye sorduğumuzda genel olarak; ‘mutfağına, manzarasına, fiyatına dikkat ediyoruz’ gibi cevaplar geliyor. Bir ev satın alacağımız ya da kiralayacağımız zaman öncelikle Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılıp yapılmadığını araştırmamız gerekiyor. İkinci olarak; Marmara Depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yüzde 3’ü evlerinde yapısal olmayan unsurlardan dolayı hayatını kaybetti. Yani evde devrilebilecek tüm eşyaların sabitlenmesi konusu çok önemlidir. Üçüncü olarak ise; deprem öncesinde ailenizle birlikte ‘Acil Durum Eylem Planı’ yapmanız çok önemli ki bu sayede deprem anında ne yapacağınızı net şekilde öğrenmiş olursunuz. Bunlar bilinçlenme açısından oldukça kıymetli şeyler ve özellikle çocuklara erken yaştan itibaren aşılamaya çalışıyoruz.
Bir AKUT lideri olarak vatandaşlarımızı özellikle gençlerimizi yaşanabilecek afetler ve acil durumlar konusunda bilinçlendirmek için mesajınız ne olur?
Afetler ve acil durumlar konusunda yapılması gereken en temel şey, bakış açımızı değiştirmek olmalı. Yukarıda verdiğimiz örnekte olduğu gibi bir ev kiralarken veya satın alırken önce manzarasına, mutfağına değil depreme dayanıklılığına bakmamız gerekiyor. Gençlerimiz, bilgiye erişimin çok kolaylaştığı günümüz şartlarında önce kendilerini sonra ailelerini bilinçlendirmek üzere bizler için kilit konumda yer alıyor. Gençlerimizden afetlere hazırlık aşamasında başta aileleri olmak üzere çevrelerine öncülük etmelerini bekliyoruz.
AKUT’un ileriye yönelik hedefleri ve projeleri arasında neler var?
AKUT, tamamen gönüllü olarak yürüttüğü çalışmalarını hem ulusal hem de uluslararası alanda büyüyen gönüllü kitlesi ile sürdürmeyi hedefliyor. Dünyanın neresinde olursa olsun bize ihtiyacı olanlara yardıma koşmak bizim için çok kıymetli. Bu da gönüllülerimizin sayesinde oluyor.
AKUT’a gönüllü katılmak isteyenler neler yapmalı?
AKUT’a gönüllü olarak katılmak isteyenler, resmi internet sitemiz olan www.akut.org.tr adresinde yer alan başvuru ekranlarından başvuruda bulunabilirler.