İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

Sağlıklı Ailenin Temeli İAOSB'de Atıldı

İAOSB Seminerleri kapsamında düzenlenen “Ailede İletişim ve Yaşam Becerileri” konulu toplantı, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü’nde görev alan Psikolog Sibel Vatansever, Dr. Nil Tekin ve Özcan Gündoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.  Seminere ‘mutlu bir evliliğin temel özellikleri ve yapılmaması gerekenler’ konusunda bilgi vererek başlayan Psikolog Sibel Vatansever, eş seçerken kişilerin karşı taraftan önce kendilerini süzgeçten geçirmeleri gerektiğini söyledi. İnsanların beğenilerini, beklentilerini, sevdikleri ve sevmedikleri şeyleri keşfettikten sonra karşı tarafı değerlendirmesi gerektiğinin altını çizen Vatansever, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Eş seçiminde özellikle hep karşı tarafa bakıyoruz halbuki önce kendimize bakmamız gerekir. İlk önce ‘ne istiyorum, ne bekliyorum’ diye kendimizi sorgulamalı, daha sonra ‘o bana uygun mu’ sorusunu sormamız gerekir. Eğer karşı tarafla aynı noktada buluşamıyorsanız, ‘bu şekilde bir ömür devam edebilir misiniz’, bunları düşünerek evliliğe karar vermeniz gerekir.’
 
çiftler arasındaki her türlü anlaşmazlığın dile getirilerek çözülmesi gerektiğinin altını çizen Vatansever, iki taraf arasındaki sorunların ‘birbirini anlayamamakla’ başladığını söyledi. Farklılıkların algılanamadığı noktalarda çatışmaların devreye girdiğini hatırlatan Vatansever, “Evlendikten sonra pek çok kadın sevilmediğini düşünmeye başlar. Çünkü erkek evlendikten sonra flört döneminde yaptığı iltifatları, sürprizleri yapmaz. Bu nedenle, eski sürprizler yerini sözcüklere bırakabilir. Evlendikten sonra taraflar birbirlerini sevdiklerini ifade ederlerse, ‘mutlu olan kadın veya erkek’ karşı tarafı mutlu etmeye odaklanır. Sorunları büyütmez, daha anlayışlı, en azından kendini sevdiğinden emin olduğu insanın olumsuz özellikleri için daha savaşçı olur” dedi. Sağlıklı ilişkide ‘kıskançlığa’ yer olmadığının altını çizen Vatansever, kıskançlığın temelinde ‘güvensizliğin yattığını söyledi. Her evliliğin kendine özgü nitelikler taşıdığına dikkat çeken Vatansever, konuyla ilgili şunları söyledi:
 
“Evliliği kendi kriterleri ve güzel yanlarıyla değerlendirmek diğer evliliklerle kıyaslamamak gerekir. Her koşulun her insanın hem artısı hem de eksisi vardır. Evliliğin artı tarafından beslenirsek hayatımıza artılar, eksiler tarafından beslenirsek eksiler katarak yaşarız. Evlilikte eşler arasında paslaşma çok önemlidir. Bazı evliliklerde bu paslaşmanın zayıflığı veya tamamen kopukluğu nedeniyle özellikle kadında bazı sorumluluklar çok birikir. Bu da kadının yorulmasına, sevdiklerine ve kendisine vakit ayıramamaya, dolayısıyla sinirlenmeye yol açar. Kadın bir süre sonra bu sorumluluklardan yorulur, en ufak şeye kızan, sıkılan, öfkeli ve tepkili bir karakter haline dönüşür. Çalışan kadınların bu noktada anlaşılmamaktan duyduğu sıkıntı bir adım daha öndedir. Ev ekonomisine katkıda bulunmak için iş hayatında yorulan kadın, eve geldiğinde bir bardak suyu bile kendinden isteyen bir eş ile karşılaştığında, ‘anlaşılamamaktan’ duyduğu üzüntüyü;  kendine, eşine ve varsa çocuğuna vakit ayıramamanın öfkesi ile yoğurup, yorgunlukla birleştirir ve ortaya ‘haklı’ bir patlama gereksinimi çıkar. Elbette tüm bunlar ev hanımları için de geçerlidir. Tüm gün evde yorulup akşam eşi ile iki çift laf etmeye hasret kadınlar, ağzından deyim yerindeyse cımbızla laf çektikleri eşlerine doğal olarak öfkelenebilirler.”
 
Mutlu evliliğin önündeki engellere de değinen Vatansever, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Mutlu bir evliliğin önündeki engellerin başında; bencillik, çevre ve aile baskısı, evlilikten gerçek dışı beklentiler, eşler arasındaki küskünlüğü uzatmak gelir. Eşler küsken birbirleriyle olan iletişim kanallarını kapattıkları için aralarındaki sorun daha çok büyür. Olumlu kanallardan beslenemedikleri için de eşler arasındaki olumsuz yanlar daha baskın hale gelir. Bu yüzden eşler anlaşamadıkları konuyu ikinci plana atarak kendilerini korumaya almalı ve ten temasını koparmamalı, ayrı yataklarda uyumamalılar. Aile içi şiddet zaten sağlıklı bir evlilikte, ilişkide olmaması gereken ve bahsinin dahi geçmemesi gereken bir konudur. Unutmayın, kötü duygular yaşattığınız bir kişiden sizi sevmesini bekleyemezsiniz. Annelik ve babalık duygusuna sahip olan eşler tüm zamanlarını çocuklarına ayırmaya başlarlar ve tüm planlar çocuğa göre yapılmaya başlanır. Birden çocuğun hayatını takip edip şekillendirmeye çalışırken yanımızdakinin kim olduğunu, onunla neden evlendiğinizi, bizi etkileyen özelliklerini unutmaya ve birbirine yabancılaşmaya başlarsınız. Bu nedenle eşlerin birbirlerine ayıracağı düzenli zamanları mutlaka olmalıdır. Mesela çocuğu uyuttuktan sonra birlikte kahve içmek gibi.”

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir