İş Hukuku, İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Güncel Bilgiler Müfettişlerden Dinlendi
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, sadece üretimin değil, aynı zamanda bilginin de merkezi haline geldi. T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İzmir Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı iş birliğiyle düzenlenen “Çalışma Mevzuatı, İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı ile Teftiş Süreçleri Bilgilendirme Semineri”, iş dünyasını doğrudan etkileyen konulara ışık tuttu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İş Başmüfettişi ve Grup Başkan Yardımcısı Fatih Açar, seminerin ana felsefesini şu sözlerle özetledi: “Önceliğimiz yalnızca eksikleri tespit etmek değil; aynı zamanda işverene rehberlik ederek bu eksikliklerin giderilmesine katkı sunmaktır.”
Seminerde Fatih Açar’ın yanı sıra, Grup Başkan Yardımcısı İş Başmüfettişi Tevfik Görkem Atkın, İş Başmüfettişi Hasan Sağlam ve İş Müfettişi Burak Kaygısız da bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Katılımcılar arasında sanayi kuruluşlarının temsilcileri, mühendisler, iş güvenliği uzmanları, yöneticiler ve hukukçular yer aldı. Anlatılanlar yalnızca mevzuatla sınırlı kalmayıp, sahadan gelen uygulama örnekleriyle pekiştirildi.
Denetim Anlayışında Yeni Bir Dönem
Seminerin en dikkat çekici yönlerinden biri, denetim yaklaşımının değişimine dair verilen mesajlardı. “Teftiş, artık sadece bir kontrol değil; aynı zamanda bir rehberliktir” vurgusu, güncel denetim felsefesini özetliyordu. Uzmanlar, teftişlerin yalnızca eksik tespiti amacıyla değil; bu eksikliklerin nasıl giderileceğine dair yol göstermek ve işverenleri bilinçlendirmek amacıyla yapıldığını ifade ettiler.
İki aşamalı yürütülen denetim sürecinde, iş yerinde tespit edilen mevzuata aykırılıklar işverene bildiriliyor; eğer işveren bu eksikleri gidermeyi taahhüt ederse kendisine süre tanınıyor. Süre sonunda tekrar değerlendirme yapılıyor. Bu yaklaşım, ceza yerine rehberlik ve eğitim anlayışını öne çıkarıyor.
Sahadaki Gerçek Sorunlar: Riskler Nerede Yoğunlaşıyor?
İş Başmüfettişi Tevfik Görkem Atkın’ın sunumu, sahada en sık rastlanan sorunları örneklerle ortaya koydu. 2025 yılı boyunca gerçekleştirilen programlı teftişlerde sanayi kuruluşlarında karşılaşılan temel eksikliklerden bazıları şöyle sıralandı:
•Risk değerlendirmelerinin yüzeysel yapılması,
•Yangın algılama ve söndürme sistemlerinin eksikliği,
•Elektrik güvenliği önlemlerinin (kaçak akım rölesi, acil durdurma butonları vb.) yetersizliği,
•Kimyasal maddelerin güvenli depolanmaması,
•Tahliye planlarının yalnızca kağıt üzerinde kalması.
Bu tür eksikliklerin çoğu zaman iş kazalarının temel nedenleri olduğunu belirten Atkın, özellikle iş ekipmanlarının periyodik kontrollerinin yalnızca bir prosedür olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı. Hatalı veya eksik hazırlanan kontrol raporlarının, kaza anında hem işverenleri hem de teknik personeli doğrudan sorumlu hale getirdiğinin altını çizdi.
İş Hukuku Uygulamalarında Sık Düşülen Hatalar
İş Müfettişi Burak Kaygısız ise 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde, iş hukukuna ilişkin sık yapılan hataları örneklerle aktardı. İş sözleşmelerinden fazla mesaiye, yıllık izinlerden kayıt dışı çalışmaya kadar pek çok başlık değerlendirildi. En çok karşılaşılan hatalardan bazıları:
•İş sözleşmelerinde ücret ödeme gününün belirtilmemesi,
•Fazla mesainin yazılı onay alınmadan yaptırılması,
•270 saatlik yıllık fazla mesai sınırının aşılması,
•Resmi tatillerde yapılan çalışmaların tam ücretle karşılanmaması,
•Yıllık izinlerin 10 günden az sürelere bölünmesi.
Bu tür uygulamaların yalnızca denetim riski taşımadığı, aynı zamanda çalışanların iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi ve kıdem tazminatı talep etmesi gibi sonuçlar doğurabileceği vurgulandı.
Mevzuatın Ötesinde Bir Buluşma
Toplantının sonunda düzenlenen soru-cevap bölümü, uygulamaya dair pek çok güncel sorunun ele alındığı değerli bir paylaşım ortamı sundu. Çırak öğrencilerin sahadaki eğitimi, küçük işletmelerin alması gereken minimum önlemler, gece çalışması sınırları, yıllık izin avansı, online eğitimlerin geçerliliği gibi konular müfettişler tarafından kapsamlı biçimde yanıtlandı.
Ayrıca bilirkişi raporlarının yargı süreçlerine etkisine dair yapılan değerlendirmeler dikkat çekiciydi. “Bilirkişi hasımdan tehlikeli, hakimden etkili olabilir” ifadesiyle, teknik raporların karar süreçlerinde oynadığı kritik role vurgu yapıldı.
Güvenlik Kültürü Bir Günü Değil, Süreci İyileştirir
İzmir Atatürk OSB’de gerçekleştirilen bu seminer, yalnızca bir bilgilendirme toplantısı değil; aynı zamanda iş güvenliğinde zihniyet dönüşümünü yansıtan önemli bir buluşmaydı. Denetimi bir ceza aracı değil, gelişim fırsatı olarak gören anlayış, güvenlik kültürünün temeline yerleşiyor.
Çalışanların güven içinde evine dönebildiği, işverenlerin sürdürülebilir üretim anlayışını benimsediği bir ortam, yalnızca mevzuatla değil; ortak bir kültürle mümkün. Bu kültürü güçlendirmek için her teftiş, aslında bir öğrenme fırsatıdır.





