Özel İAOSB Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin Kariyer Günleri etkinliğine katılan Norm Grup Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda İAOSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Uysal, öğrencilerle tecrübelerini paylaştı. Sunumunu farkındalık ve değerler adı altında iki farklı bölümde aktaran Uysal, başarının ancak yılmadan, büyük bir özveri ile çalışarak elde edilebileceğine dikkat çekti.
Sanayicilerin teknik eleman bulma konusunda zorluk yaşadığını hatırlatan Uysal, “Üniversiteyi kazanamasanız bile asla pes etmeyin. Yeter ki kendinizi geliştirmeye odaklanın. Araştırın, okuyun” diye konuştu.
Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttüğü Norm Grup’un gelişimini de aktaran Uysal, 1980 yılında başladığı iş hayatında edindiği tecrübe ve izlenimleri aktardı:
“Üniversitenin ilk yılının ardından çalışmaya başladım. İkinci sınıftan itibaren dersim bitince Standart Cıvata adı altında 30 metrekarelik bir dükkanda kurduğumuz firmamıza gidiyor, akşama kadar çalışıyordum. O zamanlar bugünkü gibi koliler yoktu, onun yerine kasalar vardı. Mesainin ardından çok kasa çaktım. 2 yardımcımla birlikte pazarlama yapıyorduk. Daha sonra Şahin marka araba aldım. Bisan’a mal götürüyordum. Bu şekilde bugünlere uzanan yolculuğumuza başlamış olduk ancak elbette babamın bilgi birikimi, kurduğu düzen ve yol göstericiliği hep benimleydi. 1980-1994 yılları arasında elimde çantamla tüm Türkiye’yi dolaştım. 1994 yılında İAOSB’deki yerimize taşındık. Burada Norm Cıvata 300 metrekarelik bir alana kuruldu. O dönemde babam üretimi öğrenmem için beni buraya çağırdı. Standart Cıvata’da çalışırken 14 yıllık pazarlama ve piyasa tecrübesi edinmiştim. Haftanın 3 günü Standart’ta, 2 günü Norm’da çalışmaya başladım. 1994’ten itibaren sistem kurma çalışmalarında bizzat bulundum. TS 16949:2002, ISO 14001, ISO 9001:2000, Q1, EN 14399:1 gibi uygunluk ve kalite belgelerimizin çalışmalarını yürüttüm. Bu belgelerin ardından vizyonumuz da değişti. Sistem kurma ile ilgili çalışma döneminde özellikle sistem kurucu olarak çok çalıştım. Tamamen sisteme ve gelişmeye odaklandım ve bir de ekip kurdum. Bu çalışmaların hiç birini yalnız yapmam mümkün değildi. Ekibimizi kurarak bir takım çalışmalar gerçekleştirdik.”
İletişime dikkat
Etkin iletişimi başarının anahtarlarından birisi olarak tanımlayan Uysal, söylemini yaşadığı bir anıyla perçinledi. İhracata hazırlandıkları 1995 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından yurtiçine ürün satamadıklarını, bu nedenle de ellerindeki malı yurtdışına yönlendirmeleri gerektiğini açıklayan Uysal, “Çantamı aldım ve seyahatlerle yurtdışında pazarlama yapmaya çalıştım. Önce şirketin tanıtımını yazdığım bir metin hazırladım. Fakültede aldığımız iletişim dersinden hareketle bir A4 kağıda firmanın 2 paragraflık tanıtımını hazırladım ve gittiğim firmalarla paylaştım. Aradan yıllar geçtikten sonra İsviçre’den bir firmanın CEO’ su bizi ziyarete geldi. Uzun zamandır çalıştığımız bir firmaydı. Firmanın sahibi Mr. Hans, ‘1995 yılında sizden gelen o ilk tanıtım yazısı çok profesyonel ve etkileyiciydi. O kadar güzel öz ve özet yazılmıştı ki o 2 paragrafla firmanızı net bir şekilde algılamış olduk’ dedi.
Başarıya giden yolun olmazsa olmazlarını verdiği örneklerle aktarmayı sürdüren Uysal, sürdürülebilir kalitenin önemini şöyle aktardı:
“Orta doğu ülkelerine de mal satmak istediğimiz için Mısır’a gittim. Oradaki bir firmanın sahibi, ‘Fatih Bey kafaya 8-8 darbeyi vurun, çelik damgasını ısıl işlem yapmayın. Onun parasını siz bana verin, malı öyle gönderin’ dedi. Bu teklifi, ‘bu işi 1 günlük yapmıyorum, bu nedenle teklifinizi kabul edemem’ diyerek geri çevirdim. O gün bugündür kaliteden ödün vermeden üretimlerimizi sürdürüyoruz. Dolayısıyla Audi, Porsche, Volkswagen, Mercedes, Volvo, Ford,Fiat, Arçelik, Vestel, Siemens, Bosch gibi dünya devi markalarının hepsine cıvata veriyoruz. Öncelikli olarak kaliteye odaklandık, karlılığı bizim için geri planda kaldı. Bu şekilde marka değerini yaratabildik ve şuanda yaklaşık 35 ülkeye üretimimizin yüzde 57’sini ihraç ediyoruz. Bugün yaklaşık 180 milyon Euro civarında cirosu olan bir şirket haline geldik. Bunun 90 milyon Euro’su ihracatı kapsıyor.”
Asla pes etmeyin
Dürüstlüğün başarının anahtarlarından birisi olduğunu vurgulayan Uysal, geçmiş yıllarda bir müşterisi ile yaşadığı diyaloğu öğrencilerle paylaştı:
“Selanik’te bir müşterim bir gün çıktığımız bir iş yemeğinde bana yapmış olduğu kontrolleri anlattı. ‘Ben dünyanın her yerinden mal alıyorum; Çin’den, Taiwan’dan… Birçok ülkeden ithalat yapıyorum. Bize gelen bütün kutuların kontrolünü yaparım. İçlerinden bir koliyi seçer ve içindeki ürün miktarını sayarım. Biliyor musun; İtalya’ dan, Taiwan’dan ve Çin’den gelen mallarda hep eksik çıkıyor, bir tek sizin ürünleriniz tam ya da fazla çıkıyor’ dedi. Bugün o firma bizden mal almaya devam ediyor…”
Başarısızlığı besleyen en büyük unsurun ‘pes etmek’ olduğuna dikkat çeken Uysal, Ford’un kurucusu Henry Ford’un, fabrikasını kurarken 5 kere iflas ettiğini hatırlattı. Hayal ederek başarıya giden yolun yarılanabileceğini vurgulayan Uysal, hayaller ile çıktıkları yolda küçücük bir atölyeden bugün 2 bin 200 kişinin çalıştığı şirketler topluluğuna dönüştüklerini sözlerine ekledi.