İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

Faruk Eczacıbaşı Geçmişten Günümüze Geleceğin Dünyasını Anlattı

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi tarafından düzenlenen Vizyon Günleri etkinliğinin konuğu ilk kez 2018 yılında yayınlanan “Daha Yeni Başlıyor: Geleceğin Dünyasında Esneklik, Yakınsama, Ağ Yapısı ve Karanlık Taraf” konulu kitabın yazarı Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı’ydı. Kişisel deneyimlerinden 25 yıllık Türkiye Bilişim Vakfı’nın kuruluş öyküsüne, Eczacıbaşı Holding’in kompüter serüveninden Türkiye’nin geçirdiği dönüşümlere ve dünyadaki son gelişmelere kadar birçok parametreye değinen Eczacıbaşı, her gün daha büyük bir ivmeyle hayatımıza giren teknolojik gelişmelerin getirdikleri, götürdükleri ve gelecekte dünyayı iyisi ve kötüsüyle nelerin beklediği konularına da açıklık getirdi.
 
Fransız Devrimi’nden 200 sene sonra, 1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılması ile beraber internetin düğmesine basıldığını hatırlatan Eczacıbaşı, bu gelişme ile birlikte tıpkı 200 yıl önce olduğu gibi, bir dönemin sona ererek yeni bir çağa girildiğini söyledi. Eczacıbaşı; “1789 Fransız Devrimi yeni çağın bitimi ve yakın çağın başlangıcı olarak gözükse de aslında endüstri çağının bitip endüstri sonrası çağı döneminin başlangıcı anlamına geliyor. Fakat bugün ister ülke ister şirket isterse kurum olsun, hepsinin iktidarı endüstri çağının insanlarından oluşuyor. Ancak bugün internet sonrası kuşak 30 yaşına geldi ve üretime geçmeye başladı. Biz de bu konuya paralel olarak 1995 yılında Türkiye Bilişim Vakfı’nı kurduk. Vakfımız, teknolojinin gelişmesiyle beraber toplumların gerektiği davranış bilimlerini ortaya koymak ve bunları araştırmayı amaçlıyor. Günümüz teknolojik gelişmelerine yönelik davranışsal uyumu zor gerçekleştiriyoruz. İnternet öncesi kuşaklar analogdan dijitale geçtikleri için dijital göçmenler olarak adlandırılsa da internet dönemi kuşaklar da teknoloji sürekli değiştiği için dijital göçmenler sınıfına girmiş oluyorlar” dedi.
 
Ekonomik büyüme hızının tarım döneminden yakın çağa kadar düz bir çizgide çok az bir yol kat edebildiğini ifade eden Eczacıbaşı; endüstri çağının başlamasıyla bir dirsek oluştuğunu ve ekonomik büyümenin yükselmeye başladığını belirtti. Eczacıbaşı, “Endüstri kuşağındaki bir gazoz üreticisi ilk sene 100 şişe ürün üretiyorsa bir sonraki sene 120 şişe ürün üreterek büyümeye başlar. Ancak bugün özellikle yazılım ağırlıklı bir şirketseniz bu sene 100, gelecek sene 10 bin ve bir sonraki sene 1 milyon üretim yapmaya başlarsınız. Bu dönem üstel gelişimin bir parçasıdır” diye konuştu.
 
Merdivenin ilk basamağı endüstri dönemi ise, endüstri sonrası dönem merdivenin ta kendisidir
 
Dünyanın en tepesindeki şirketlerin endüstriyel dönem sonrası şirketler olduğuna dikkat çeken Eczacıbaşı; “Endüstri döneminde şirketler bütçe planlamasını 5 sene öncesini baz alarak yapıyorken, 90’larda 3 sene öncesini baz alarak yapmaya başladı. Bu kuşak ise planlama ile yaşayamayacak bir dönemde. Dolayısıyla bu dönemde esneklik, planlamadan daha çok ön plana çıkıyor. Çünkü gelişmelerde esnek olmayı başarmak en az zararı görmeyi sağlayacak tek unsurdur. Yakınsama dediğimizde, 20 sene önce masamızın üstünde duran takvim, radyo, telefon, bilgisayar vb. unsurlar günümüzde cep telefonlarının içinde birleşmiş durumda. Telefonu kullanma fonksiyonu ise 5’inci sırada yer alıyor. Plaklardan mp3’lere dönüşen değişim zamanla taksiler, oteller olmak üzere birçok alanda da gerçekleşti. Artık rekabet sadece şirketler arasında olmuyor, birdenbire bir yapının bütün sektörleri nasıl çökerttiğini buradan anlayabiliriz” vurgusunu yaptı.
 
Açlık sınırının düşmesi, bebek ölümlerinin azalması, insan hayatının, yaşam standartlarının yükselmesi ile sürecin iyiye gittiğini ifade eden Eczacıbaşı; “1988-2008 yılları arasında dünyada gelir artışları yüzde 50’leri buluyor, biraz yükseldikten sonra düşüş yaşıyor ve tekrar yüzde 80’lere varıyor. Biz buna filin hortumuna benzediği için Fil Eğrisi diyoruz. Burada orta sınıf ülkeler çöküş yaşıyorlar. Bunun sebebi de endüstrinin çeşitli zamanlarında yıkıcı (distruptive) gelişmelerin yaşanması. Örneğin; Bitcoin 8 senelik bir teknoloji olmasına rağmen birdenbire 700 dolardan 20 bin dolara fırladı, şu anda 5 bin dolarda sabitlenmiş aşağı doğru iniş gösteriyor. Aynı şekilde bütün blok zincir teknolojileri de aynı süreçleri yaşadılar, yaşayacaklar. Endüstri döneminden gelen 70 yıllık bir şirket çalışıp bir değer zinciri oluşturuyor ve üreticiden tüketiciye giden bir yapı inşa ediyor. Sonra bir anda Amazon diye bir şirket ortaya çıkıyor. Amazon şu anda 30 milyon ürün satarken, hizmet verdiği ürünlerin sayısı 600 milyona ulaşıyor. Bir ülkede tüketicilerin aldığı ürün sayısı ise 250 bin... Bir üretici gözüyle baktığımızda zaman zaman bize kâbus yaşatsa da tüketici hayatını kolaylaştırdığını kabul etmek gerekiyor” ifadesinde bulundu.
 
Ağ yapısı ve karanlık tarafı da değerlendiren Eczacıbaşı sözlerine şöyle devam etti;
 
“Ağ yapısı internetten sonra bilim haline geldi. Globalizasyonun en önemli özelliklerinden biri olan network için, yani bir nedenin bir başka yerle sonuç ilişkisi yaratması için internet kadar güzel bir kavram olamaz. Tarihe baktığımız zaman iki köyün birbiri ile ticaret yapması onu dört köy haline getirirdi. Günümüzde ticaret, ürün, servis, veri, insan ve finans birimlerinden oluşan bu zincir, ilişkiler çerçevesinde gittikçe ilerliyor. Bunlardan bir tanesinin aradan çekilmesi ile döngü bu sefer tersine işleyecektir. Eskiden hiyerarşik medya dediğimiz, bir kişinin konuşmasını yüzlerce kişi dinlerken, şimdi yeni medyada çoklu iletişim söz konusu. Artık bisikletin arka tekerleği sizin beyninizin içindeki bilgiler ise bisikletin ön tekerleği de sizin kurduğunuz ilişkiler ve alışkanlıklar çerçevesinde bilgilere erişme gücünüz ve daha da önemlisi bunun eyleme geçmesidir. Teknolojinin karanlık yüzü ise tuşlara basmayı becerebilen saldırganların teknolojiye dönüşmüş halleridir. Siber korsanların yanı sıra bir adım ötede mafyalar ve karanlık alışveriş merkezleri var. Bugün Google arama motoru üzerinden cezai işlem gerektiren karanlık işlere kadar iş yapılabiliyor. Tıp dünyasında Çin, bebeklerin genlerini değiştirecek bir teknoloji ile AIDS’e karşı bağışıklığı olan çocuk doğumunu gerçekleştirdi. Bu uygulamayı Parkinson, Alzheimer ve lösemi gibi hastalıklar üzerinde çalıştıklarını da görüyoruz. Bir adım daha ötesinde çocuğunuzun esmer, sarışın ya da mavi gözlü doğmasını isteyebiliyorsunuz. Tüm bu gelişmeler olurken bahsedilen bu konuların bir sonraki adımının savaşçı insanlar yetiştirmek olabileceği, insan, köpek, maydanoz veya maya gibi geni olan her şey de oynama yapılabileceği, en önemlisi de nükleer silah yapılabileceği aklımıza gelmiyor. Bir terör örgütü, kendi bilgilerini internet üzerinden dünyanın diğer bir köşesine gönderebiliyor. Özetle, eksponansiyel gelişmelerin bizi getirdiği noktaya bakarsak, 1989’da bir taş atıldı. O taş girişimciliği ve akademiyi değiştirdi, finans dünyasını ve siyaseti etkiledi. Ama biz birbirimizi yemekten bu tehlikeleri görüp yenemiyoruz. Biz kendi içimizde başlangıç noktası diye bir yapı oluşturduk, biz gençlerin yeni modeller araması için birbirileri arasında tartışmalarını istiyoruz. Aynı zamanda düşünce kuruluşlarıyla da ilişki kuruyoruz.”

 

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir