İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

Bir Başarı Hikayesi: Adas

Her biri en az 70 yaşında olan öğrencilerine hala ‘çocuklar’ diye hitap ederek 58 yılın özlemini gideren bir öğretmen, buluşmanın ilk dakikalarında şu cümleleri sarfeder;
 
 “Sevgili çocuklar;
 
Sözüme başlamadan hepinizi sevgiyle kucaklarım. Bu geceyi tertipleyen başta Avni Dolmen ile Şükrü kardeşinizi anmadan geçemeyeceğim. Yıl 1950, hepiniz Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun oldunuz. Türkiye’nin her tarafına dağıldınız ve hayat mücadelesine başladınız. Ben, çok yakından ilgilendiğim Avni Dolmen kardeşinizden bahsetmek istiyorum. Anne yok, baba var-yok!!! Ama Avni’de azim var, yürek var, çalışma var. Bugün fabrikasına baksanız, 5 bin metrekare içerisinde dev bir kuruluş. Geçenlerde son gezdiğimde havsalam durdu; böyle bir iş yeri nasıl meydana gelir? Avni miras almadı, yardım görmedi, yalnız inandı, azmetti. Üç oğluyla sıkı sıkıya babanın idaresinde bu günlere geldi. Ben bir öğretmen olarak kendisini hepinizin huzurunda tebrik eder, sizlerin de aynı başarıları elde etmenizi Cenabı Hak’tan diler, gözlerinizden öperim.  Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi Atölye Öğretmenlerinden Mustafa Esenergül.”
 
Başarı Hikayesi Köşemizde bu ay, hayata yenik olarak başlamasına rağmen galip gelen bir üstadı, rahmetli Avni Dolmen ve Adas Sandalye’yi konuk ediyoruz. Dolmen’in oğlu, Adas Sandalye Yönetim Kurulu Üyesi, aynı zamanda Türkiye İhracatçılar Meclisi Ege Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Levent Dolmen, ‘sandalye’ denildiğinde akla ilk gelen markalar arasında yer alan Adas’ın hikayesini bizlerle paylaşıyor.
Hikaye oldukça eskilere, 1900’lerin başına dayanıyor. Girit’te bir anne, kucağında küçücük kızı ile eşini kaybetmenin acısını daha 15’indeyken yaşıyor. Birkaç sene sonra Türkiye’ye göç ediyor birkaç yaşındaki bebeği ile. Aradan 14-15 sene geçiyor. Bu kez de anneanne olmanın mutluluğunu tadıyor. Derken torununu kucağına aldıktan 8 gün sonra kendi kızını kaybediyor…  Üst üste yaşadığı bu büyük acılar ‘anneye’ karalar bağlatıyor. Siyahtan başka renkte kıyafeti dalına takmıyor. Öksüz torununu istiyor babasından, ‘anne şefkatini ben vereyim’ diyor. Olumsuz yanıt alınca tehdit ediyor. “Ver torunumu bana!!!” Baba, anneannenin iki yıl süren kararlı ve istekli tavrını sonunda kabul ediyor ve Avni Dolmen, anneannesinin ellerinde yeniden hayat buluyor.
 
Her mekanda imzası var
Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun olan Avni Dolmen, askerden döndükten sonra 1952 yılında Kemeraltı Taşçılariçi’nde 70 metrekarelik bir dükkanda imalathanesini kurar. İlerleyen yıllar içerisinde İzmir’de kurulma hazırlığı içine girilen 1. Sanayi’de yer alması için esnaftan büyük talep alır. ‘Sen mürekkep yalamış adamsın, gel yanımızda ol’ derler. İmalathanesini 1. Sanayi’ye taşıyan Dolmen, o yıllarda pek fazla zanaatkarın olmadığı İzmir’de dekorasyon işine girer. Sinemaların koltuklarını, Efes Otel’in (bugünkü Swiss Otel Grand Efes) oturma gruplarını, sandalyelerini, Akbank’ın birçok şubesinin dekorasyonunu yapar. Bu işleri tamamladığında yanında çalışan eleman sayısı 15 kişiye ulaşır.
 
Dolmen, 1970’li yılların başında seri imalata yönelmeye karar verir. Metal ve ahşabı buluşturmak isteyen Dolmen, Türkiye’nin 1970’lerde henüz tanıştığı televizyon için 45 farklı çeşitte sehpa üretir. O kadar kaliteli ürünlere imza atar ki Dolmen, 2009 yılında, yani tam 35 sene sonra, tv sehpasını alarak yıllarca kullanan bir astsubay, sehpayı Dolmen’lere hediye eder…
Dolmen, hiç çocukluğunu yaşayamamış olmasından kaynaklansa gerek, çocuklar için bisiklet, araba üretmeye başlar. 1970’lerin tek kanallı günlerinde herkesi cam ekran karşısını toplayan televizyonda yayınlanan Uzay Yolu dizisinin ‘Atılgan’ın ismini kendi imalatı olan bisiklete, Heidi’nin adını üç tekerlekli bisiklete, Oscar’ı da dört tekerlekli arabaya verir. Teknolojinin ilerlemesiyle piyasaya sürülen buharlı ütüler için Türkiye’nin ilk telli-fişli ütü masasını üreten Dolmen, ütü masası çeşitlerini arttırmaya, bunun yanı sıra mutfak için masa-sandalye imal etmeye başlar. Üç oğlu ile birlikte sırt sırta veren Avni Dolmen,  1993 yılında İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 5 bin metrekarelik alan üzerine kurulu fabrikasında üretimlerine devam eder. Bu arada 1983 yılında oğulları, Latifnur, Bülent ve Levet Dolmen’in kurduğu Dolmenler adlı pazarlama şirketi, Adas’ın ürünleri piyasaya sürer. 1996 yılında İAOSB’de ikinci fabrikasını alan Dolmen, bugün kalite denildiğinde sektöründe akla ilk gelen markalar arasında Adas’ın adını yazdırır.
 
Üretiminin yüzde 30’unu ihraç ediyor
Adas Sandalye Yönetim Kurulu Üyesi Levent Dolmen, ürünlerinin yüzde 30’unu ihraç ettiklerini bildirerek, Adas ürünlerinin satıldığı ülkeleri şöyle sıralıyor; “Yunanistan, Almanya, Danimarka, Ukrayna, Fransa, Amerika, İran, Irak ve Azerbaycan başta olmak üzere çeşitli ülkelere ürünlerimizi gönderiyoruz.”
 
Sekiz senedir üst üste Almanya’da Köln Fuarı’na katıldıklarını açıklayan Dolmen, ürünlerinin kalitesindeki ve fiyatlarındaki istikrarın Pazar paylarını arttırdığını söylüyor ve ekliyor:
 
“İki sene önceki Köln Fuarı’nda, Danimarkalı birisi gelerek bir ürünün fiyatını sordu. Biz de söyledik.  Adam oturdu, cebinden bir kağıt çıkardı. Bir baktım, bizim geçen seneki broşürümüzün fotokopisi üzerine bana sorduğu sandalyenin fiyatı yazmış. Bir sene sonra geliyor aynı sandalyeyi soruyor ve biz yine aynı fiyatı veriyoruz. Bunun üzerine adamla çalışmaya başladık, çünkü bize güvendi. Biz, sandalye sektöründe metali, ahşabı ve alüminyumu kendi bünyesinde üreten nadir firmalardan biriyiz. 40 yıllık tecrübemizin ardından, İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi’nin önde gelen mekanlarını Adas imzalı ürünlerle donatmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
 

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir