İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi tarafından Bölge çalışanlarına ve katılımcılarına yönelik olarak düzenlenen İAOSB Seminerleri kapsamında, ‘Depresyonun Çıkış Kapısı’ konulu seminerin konuğu olan Sosyolog Sevgi Alis Yıldırım, izleyicilere bilgi ve keyif dolu iki saat yaşattı.
Depresyonun tanımına, ortaya çıkış nedenlerine ve nasıl üstesinden gelinebileceğine ilişkin bilgiler veren Sevgi Alis Yıldırım, seminer sonunda salonu dolduran seyircilere EFT adını verdiği olumsuz duygulardan arınma uygulamasını yaptırdı.
Geçmiş aylarda İAOSB katılımcıları ve çalışanları ile ‘Narsisizm’ konulu seminerde bir araya geldiklerini hatırlatan Yıldırım, “O zamandan bugüne muhatap olduğum tek şeyin ‘depresyon’ olduğunu gördüm” dedi. ‘Gerçekten depresyonda olanlar’ ile ‘kendini depresyonda sananların’ birbirinden ayırt edilmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldırım, genetik faktörlerin de etkin olduğu, depresif yapıyı genlerinde taşıyan kişilere kesinlikle ilaç tedavisinin uygulanması gerektiğini söyledi. Yıldırım, gündelik hayatta sık sık kullandığımız ve/veya duyduğumuz ‘depresyonla’ ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depresyon, hayattan zevk alamamak, mutsuzluk, dış dünyayla ilişkiyi kesmek, sorunlarla baş etmek zorunda kalmak, güvensizlik, umutsuzluk gibi çoğu insanın yaşadığı bir rahatsızlıktır. Depresyon, ruhsal çöküntünün genel adıdır. Gerçek depresyon diye bir şey var; bir de gerçeğe yakın olan, zamanla iyileşen, ‘bunun düzelmesi için zamana ihtiyaç var’ dedirten bir depresyon var. Gerçek ve genetik olana ise zaman yerine ilaç ve psikoterapi lazım. Hepimiz istisnasız zaman zaman depresyon haline uyan çöküntü yaşıyoruz. Kimimiz gerçeğini, kimimiz ise kısa bir süre sonra geçecek olan depresyon halini yaşıyoruz.”
Son dönemlerde özellikle kadın ve çocuklara yönelik yaşanan toplumsal sorunların ülke psikolojisini derinden etkilediğine dikkat çeken Yıldırım, süregelen söz konusu olumsuz yaşanmışlıkların depresyona davetiye çıkardığını söyledi. Depresyon belirtilerini dinleyicilerle paylaşan Yıldırım, herkesin aktardığı nedenlere sahip olup olmadıklarını düşünmelerini isteyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ümitsizlik, karamsarlık, yetememe duygusu, kendine güvensizlik, talihsizlik, değerli hissetmemek, önemsiz nedenlerden dolayı suçluluk duymak, kendini suçlamak, sosyal yaşamdan çekilmek, yorganı kafaya çekmek, işe bile gitmek istememek, iştahsızlık ya da sürekli yemek yeme isteği, uykusuzluk veya aşırı uyuma isteği, yoğunlaşma yetersizliği, odaklanamama, unutkanlık, kararsızlık, neşesizlik, halsizlik, baş ağrısı, normalde hoşlandığı etkinliklerden zevk alamama gibi etmenler, depresyonun belirtileri arasında yer alır. Takdir edilmeyen, sürekli eleştirilen, dolayısıyla kendini değersiz hisseden, yaptığı her şeyi kabahat olarak gören, kısacası özgüveni sarsılmış kişilerde de depresyon görülme riski artıyor. Herkesin iyi olan her şeye hakkı olduğu gibi, kötü olan her şeye de hakkı vardır. Eski seminerlerimde insanların nasıl kanser, şeker hastası olduğunu bu salonda anlatmıştım. Hatırlarsanız dilimizde öfkelendiğimizde bir zehir ürüyordu, bu zehir sadece kızgın boğaların dilinde ve yılanların dişinde ve sinirli insanların dilinde ürüyordu ve biz bu zehiri yuttukça bütün hücrelerimizde dolaşıp yapısını bozuyordu. Dolayısıyla sık sık öfkelenirsek bağışıklık sistemimiz çöküyordu. ‘Öfke insanı hasta eder’ denilen şey budur. Hasta olmamak için öfkeyi makul yaşamak gerekir.”
Depresyon kişisel terbiye aracıdır
Geçici depresyon diye tabir ettiği ruh halini detaylarıyla tanımlayan Yıldırım, söz konusu bunalımlı süreçten çıkmanın yollarını da izleyicilerle paylaştı. “Baktınız; 2-3 gündür mutsuzsunuz, sıkıntılısınız, baş ağrınız var, ya iştahsızsınız ya da bolca yiyorsunuz, saçları toparlamak yok, bakımsızsınız, duşa girmek bile istemiyorsunuz, telefona bakmıyorsunuz… Vücudunuzun o anda tecrübe edinecek üç haftası var. Depresyon iyi ki var. Depresyon kişisel terbiye aracıdır. Ama en fazla üç haftaya kadar süren bu belirtiler depresyon değildir. Haddinizi her aştığınızda depresyon belirtisi gösterirsiniz. Bardak taşmıştır. Depresyon iyi birşeydir haddinizi bildirir. Üç hafta içerisinde canınız bir şey yapmak istemiyorsa, uzandığınız yerden gözlerinizi kapatın, çok basit hayal kurun. Doğada yürüyüş yaptığınızı, sevdiğiniz insanlarla olduğunuzu düşünün dakikalarca. Sinemaya gidin arkadaşlarınızla olun, dışarı çıkın.”
Sevgi Alis Yıldırım Kimdir?
Uzun yıllardır kişilere ve kurumlara koçluk ve NLP hizmetleri sunan Sevgi Alis Yıldırım, klinik psikoloji yüksek lisans eğitimi ile beraber bilişsel psikoloji alanında araştırmalar yapıyor. Kurucusu olduğu ‘A&B Danışmanlık’ firmasında terapi hizmetleri veren Yıldırım, aynı zamanda Ben TV’de ‘Nasıl Mutlu Olunur’ adlı programı hazırlayıp sunuyor.