Özel İAOSB Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, düzenlenen ‘Kariyer Günleri Etkinlikleri’ kapsamında İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş ile bir araya geldi. Atatürk Toplantı Salonu’nda gerçekleşen sohbet toplantısında Uğurtaş; eğitim hayatında karşılaştığı zorlukları, 40 yıllık meslek hayatında yaşadığı tecrübeleri, başarıya giden yolda ‘yapılması gerekenleri’ öğrencilerle paylaştı.
Konuşmasına öğrenciler ile bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Uğurtaş, “Sizleri buraya getirebilmek için çok mücadeleler ettik. Hayallerimiz, siz Türk gençlerinin en iyi şekilde eğitim alarak ülkesine ve ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirmesidir. Ben örneklerin Türkiye’de çoğalacağına inanıyorum. Türk sanayisinin ve ekonomisinin ilerlemesi, gelişmesi ve gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmasının yolları sizler olacaksınız” dedi.
1923 yılında iğne bile üretemeyecek durumda olan Türkiye’nin yoktan var olduğunun altını çizen Uğurtaş, 1930-1940’lı yılların gençlerinin bugünün duayen sanayicileri arasında yer aldığını vurgulayarak birçok sanayicinin meslek lisesi (eski adı ile sanat enstitüsü) çıkışlı olduklarını söyledi.
Zorlu yollarda eskiyen ‘ayakkabılar’
Ayakkabı ustası babalarının; dört evladına da iyi bir eğitim vermek için yıllarca mücadele ettiğinin altını çizen Uğurtaş, kendilerinin de bu mücadeleye ortak olmaya çalıştıklarını söyledi. Uğurtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz 4 kardeşiz. 7 yaşından itibaren çalışmaya başladım. 10-11 yaşında ayakkabı yapımını biliyordum. Üniversiteyi bitirinceye kadar da hiç tatil yaptığımı hatırlamıyorum. Ben ilk tatilimi üniversite bittikten sonra yaptım. İlkokulumu Karabağlar’da okudum. Ortaokulumu Yeşilyurt Ortaokulu’nda okudum. Eşrefpaşa Lisesi’ni bitirdim daha sonra da Ege Üniversitesi Tekstil Fakültesi’ne girdim. Fakülteyi birincilikle bitirdim. Çalışmakla bir yere gelineceğine inanan bir insanım. Hayatta başarılı olmak istiyorsanız çok çalışmalısınız.”
Yalnızca 15 gün çalışmaya fırsat bulduğu üniversite sınavında her fakülteye girecek derecede yüksek puan aldığını açıklayan Uğurtaş, kan görmeyi sevmediği için tıp fakültesine kaydolmaktan vazgeçtiğini söyledi. Bu nedenle Tekstil Fakültesine kaydını yaptırdığını hatırlatan Uğurtaş, birincilikle bitirdiği yüksek öğrenim hayatının ardından yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Meslek hayatına başladıktan sonra Bursa Sümerbank’a tayin olmuştum. Burada 5 yıl çalıştım ve Sümerbank’ın 3 bin 500 kişi çalıştırdığı fabrikasının en genç şeflerinden birisi oldum. Sümerbank benim için mesleğe başlangıç ve tecrübe noktasıydı. Benim kendi işimi kurmak gibi farklı hedeflerim vardı. Beşinci yıl sonunda Sümerbank’tan ayrıldım. Bu arada çok iş teklifi geliyordu. İzmir Yün Mensucat’tan teklif gelince, ailem de burada olduğu için doğup büyüdüğüm yer olan İzmir’e geldim. Daha sonra dört arkadaşımla birlikte kendi firmamızı kurmaya karar verdik. 100 metrekarelik bir alanda başladığımız denim yıkama işinde her yıl yüzde 100’ü aşan büyüme elde ettik. İşe başladıktan kısa bir süre sonra 1994 yılında İAOSB’de 2 bin 500 metrekare kapalı alana sahip yerimize taşındık. Daha sonra işlerimizi ilerleterek bugün 5 bin 500 metrekare kapalı alana sahip firma haline geldik.”
Hayat hedefsiz kalmamalı
Piyasada ‘denim yıkama’ denildiği zaman akla gelen ilk isim olduklarının altını çizen Uğurtaş, Avrupa’da da Özgün Boya’nın bilinen markalar arasında yer aldığını söyledi. Tüm dünyada makine teknolojisi olarak iyi diye tabir edilen hiçbir fabrikadan eksiklerinin olmadığına dikkat çeken Uğurtaş, farklılık ve yenilik yaratmadan başarının elde edilemeyeceğini söyledi. Ar-Ge ve inovasyonun önemini öğrencilere çeşitli örneklerle açıklamaya çalışan Uğurtaş, dünyaya yayılan gri ve buz mavisi denimlerin altında ‘Özgün Boya’nın imzasının yer aldığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bugün dünyada hala gri var ve hala buz mavisi var. Bunların altında da bizim imzamız var. Başarılı olmak için, öncelikle “moralim bozuk” ifadesini hayatınızdan çıkarın, farklılık yaratın, yenilikçi olun. Yeni bir şey ortaya çıkartmasanız da mevcut ürüne veya hizmete farklı açıdan bakın, değiştirin. Sorunların üzerine gidin çözmeye çalışın. Mutlaka okulda öğreneceğiniz İngilizce’nin yanına bir yabancı dil daha ekleyin. Önce kendinize; sonra ailenize, ülkenize, evlendiğiniz zaman eşinize ve çocuklarınıza karşı sorumluluklarınız var. Genç kızlarım sizlere sesleniyorum, ‘evlendiğiniz zaman kesinlikle işi bırakmayın. Kadın çalışanı en az ülkelerden bir tanesiyiz. Benim üniversiteden çoğu kız arkadaşlarım işlerini yapmadı. Peki o sırayı neden işgal ettin? Çocuğunu eğitmek için mi? Çocuk büyütmek veya başka bir nedenle işinizi bırakmayın. Mesleki ve sosyal yönden kendinizi geliştirin.’ Sabırlı olun hiç bir şey size yukarıdan inmiyor. Çalışacaksınız ve sabredeceksiniz. Sizden ayrıca spor yapmanızı da istiyorum. Çünkü spor aynı zamanda insanın kendisine saygısını da ifade eder. Ben hepinizin önünde çok güzel bir gelecek olduğunu düşünüyorum. Sizin arkanızda İAOSB var ve bu eğitime gönül vermiş bizler varız. Bana bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Hepinize sevgilerimi sunuyorum arkadaşlarım.”