İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Adres: M. Kemal Atatürk Bulvarı No : 42 35620 Çiğli / İZMİR

Telefon::(232) 376 71 76
Faks::(232) 376 71 00

Harita

Asıl-Alt İşveren İlişkileri Tüm Detaylarıyla Ele Alındı

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen “Asıl İşveren ve Alt İşveren İlişkileri ve Sorumlulukları” konulu toplantı Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Keser’in katılımıyla gerçekleştirildi. İAOSB Seminerleri kapsamında düzenlenen toplantıda, Bölge çalışanları ve katılımcıları ile değerli bilgiler paylaşan Keser, yöneltilen soruları da yanıtladı.
 
Yapılan işin uzmanlık gerektirmesi, maliyetin azaltılması gibi etmenler bir yana, son dönemlerden artan asıl işyerlerinin dışarıdan hizmet almaya başlamalarının ana nedenini ‘işçi sayısını düşük tutmaya’ bağlayan Keser, devletin artan işçi sayısına paralel olarak arttırdığı yükümlülüklerin işverenleri bu yola teşvik ettiğini söyledi. Keser, “30 işçi çalıştırınca yasal yükümlülük farklı, 50, 100 işçi çalıştırınca farklı. Gittikçe artan bu yükümlülükler işverenleri dışarıdan hizmet almaya yönlendiriyor” dedi.
 
2003 yılında 4857 sayılı Kanun ile alt işçi çalıştırılmasının belli bir düzenlemeye tabi tutulduğuna dikkat çeken Keser, konuyla ilgili şunları söyledi:
 
“Bu kanun ile işyerindeki faaliyette ihtiyaç duyulan yardımcı işlerde dışarıdan hizmet alınabileceği vurgulandı. Örneğin sanayide yemek, ulaşım, temizlik gibi hizmetler yardımcı işler kapsamına giriyor. Ancak bu örnekler turizm işletmesinde ana işler olarak sınıflandırılıyor. Bunun yanı sıra asıl işin bir bölümünde teknolojik açıdan uzmanlık gerektiren işlerde asıl işverenin alt işverenden hizmet alabileceği vurgulanmış kanunda. Örneğin bir tekstil işinde boya yapımı işi alt işverene yönlendirilebilir. Ya da bilgi-işlem birimi alt işverene verilebilir.”
 
İş Kanunundaki düzenleme ile işverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istendiğinin altını çizen Keser, bu doğrultuda kanunda bazı muvazaa kriterlerine yer verildiğini söyledi. (Hukukta muvazaa, bir hukuki ilişkinin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda yaptıkları gizli anlaşma anlamına gelmektedir.) Keser, bu kriterlerin asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması olarak belirtildiğini söyledi. Keser,“Alt İşverenlik Yönetmeliği uyarınca kamusal yükümlülükten kaçmak için işi alt işveren verdiysen yine muvazaa sayılır deniliyor. Böyle bir durumun tespiti ile de söz konusu işçileri, baştan itibaren sizin işçiniz sayarak mali zorunlulukları yerine getirmenizi talep ediyor” diye konuştu.
 
Asıl işveren ile alt işveren arasında yazılı bir sözleşme yapılması gerektiğinin altını çizen Keser, aralarında yazılı anlaşma yapıldıktan sonra alt işverenin kendi işyeri için 1 ay içerisinde Çalışma ve İŞKUR İl Müdürlüğü’ne bildirimde bulunmak zorunda olduğunu söyledi. “Bir iş yerinde her ne suretle olursa olsun asıl-alt işveren ilişkisinin kurulması, yeni bir iş yeri kurulması olarak değerlendirilmektedir” ifadesinde bulunan Keser, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Her alt işveren sözleşmesinin ardından, ‘yapılan anlaşma doğrultusunda verilen iş gerçekten yardımcı bir iş midir’ diye inceleme altına alınır. Eğer inceleyen müfettişler durumda bir olumsuzluk fark ederlerse, asıl işverene, ‘bu işi alt işverene devredemezsin’ deniliyor. Eğer asıl işveren haklı olduğunu düşünüyorsa, 1 ay içerisinde mahkemeye başvurabiliyor. Bir de bunların yanı sıra Müteselsil Sorumluluğu söz konusu ki burada ‘asıl işverene, alt işverenin işçilerine karşı, İş Kanunu’ndan yer alan iş sözleşmesinden doğan müteselsil sorumluluğunuz var’ deniliyor. Yapılacak kusur incelemesinden asıl işverene herhangi bir kusur verilmemiş dahi olsa asıl işveren alt işverenin kusurundan dolayı müteselsilen sorumlu tutulacaktır. İşin anahtar teslimi ihale edildiği durumlar ise asıl-alt işveren ilişkisi ortaya çıkmayacağından rücu tazminatından sorumluluğa gidilemez. Bunun yanı sıra alt işveren işçisinin iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına yakalanması halinde kendi işvereni aleyhine genel hükümlere göre açacağı maddi ve manevi tazminat davaları da bu kapsamdadır.” 

Diğerleri

İAOSB Yerleşim PlanıİAOSB MedyaİAOSB Haber DergisiİAOSB Tanıtım FilmiİAOSB Dosya İndir